Bad Taste

Genre : Comedy, Horror, Sci-fi
Director : Peter Jackson
Year : 1987

Peter Jackson'ın henüz 26 yaşında çektiği ilk filmi Bad Taste bana korkunç derecede itici geldi. Gerçekten çok gülmek istedim ama film boyunca hiç gülemedim. Bu anlamsız korku paradosini izlerken gülen insanların nasıl mizah anlayışları var anlamıyor ve hayret ediyorum.

Hareketli kamerasından ve sayısız detay çekimlerinden dolayı bünyemi kusma isteği sardı. Oyuncular tahminen bölgenin bakkalı, manavı ya da öğretmeni. Eline kamera alan her insan makyajı hallettikten sonra bu filmi çekebilir. Yönetime verdiğim 3 puan da makyaj ve hileler yüzündendir.

Yönetmen, bundan sonra çektiği filmlerde daha iyi espriler kullanmayı öğrenmiş. Paranın büyük katkısı sayesinde de bu tür saçmalıklardan vazgeçmiş. Peter Jackson'ın kara lekesi olan Bad Taste'i izleyip zaman kaybetmeyin. Hele bundan 230 kat güzel braindead'i varken.
 

* Casting, Acting : 3
* Script : 3
* Directing, Aura : 3
* Ease of Viewing : 3
* Naked Eye : 3


                                3.0


Tremors II: Aftershocks

Genre : Comedy, Horror, Action
Director : S. S. Wilson
Year : 1996

Tremors'daki yer altı yaratıkları graboid'lerden sonra bu filmde de karşımıza shreaker'lar çıkıyor. Seri filmlerde pek görülmeyen bir şekilde hikayenin merak uyandırması ve tek bir doğruya bağlı kalmaması hoşuma gitti. Bu başarısız olan diğer sequel'ların farkedemediği bir şey olsa gerek.

İlk filmde Kevin Bacon olmayan adam (Earl) ve militarist Burt'ün de yer aldığı kadro bu sefer Meksika'da ava çıkıyor.

90'ların ritminden uzak 80'lerin müzikleri ve renklendirmesi eşliğinde karşımıza çıkan Tremors 2, direct to video filmlerin de en güçlü örneklerinden biri olarak gösterilebilir. Gene eğlenceli, gene izlettiriyor.

* Casting, Acting : 6
* Script : 5
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 7
* Naked Eye : 7


                                6.4


Tremors

Genre : Comedy, Horror, Sci-Fi
Director : Ron Underwood
Year : 1990

Birkaç saniye bu yaratıklarımız hakkında beyin fırtınası yapınca saçma değil aksine mutlaka yaşamış olabileceklerini düşünebilirsiniz. Yerin altında günümüzde de yaşayan minik böcekler, yılanlar ve solucanlar varken bilmem kaç kat büyüğü bir yaratık da nesli tükenmiş varlıklardan biri olabilir.

Bu filmi diğer birçok filmden ayıran özellik klasikleşmiş 1 adet yaratık yerine 4 adet kullanılması. Bu gerilim ve korku kısmında filmi geriye götürse de izlenebilirlik açısından filmi ileriye götürüyor.

50'lerdeki düşük bütçeli sci-fi akımıyla 80'lerin esprili horror ruhunu harmanlayan, kafanızı hiç yormayan son derece eğlenceli bir film Tremors. Güzel vakit geçirmek istiyorsanız ekranı Kevin Bacon ve arkadaşlarına bırakın.

* Casting, Acting : 7
* Script : 6
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 8
* Naked Eye : 7


                               7.0



The Crazies

Genre : Horror, Thriller
Director : Breck Eisner
Year : 2010

Romero'nun zombileri mi yoksa 28 days later mı? Bu filmin bir şeylerden fazlaca etkilendiği ortada. Bazı sahneler zaman zaman gözlerimi açmamı sağlasa da genelinde onları açık tutmak için kürdanlardan yardım aldım. Görüp görebileceğiniz en sıkıcı korkulardan biri The Crazies. Bir korku filminin hiç korkunç olmaması ve bu kadar yoğun sıkıcılık içermesi benim gibi bünyelerde sorun oluşturuyor. Şuna harcayacağınız 90 dakikalık süre içerisinde gidip en güzel drama'yı romance'i izlersiniz. Ve emin olun bu filmden daha az sıkılırsınız.

Radha'yı severim yıllar önce iletişim kurduğum bir oyuncudur. Belki çok yetenekli değildir ama dünya iyisi ve tatlısıdır. Bu filmde belki en önemli işleri baştaki 3 oyuncu yapmış. Yani böyle bir dandiklik abidesinde ellerinden geleni yapmış şerif, karısı ve yardımcı şerif. Işıklar ve müzik yeterli değil, karakter gelişimi yok, kim kimin oğlu babası belli değil, anlatılmak istenen belli değil. Spoiler vermeyi hiç sevmem ''Madem öyle neden şöyle şöyle yaptılar.'' diyor insan. En iyisi fazla detaya girmemek.

Aslında daha da düşük bir puan verebilirdim bu filme ama dediğim gibi 3-4 sahne ilgi çekiciydi. Overrated bir film, izlemeyin.

* Casting, Acting : 6
* Script : 3
* Directing, Aura : 4
* Ease of Viewing : 2
* Naked Eye : 3


                                 3.6


Jacob's Ladder

Genre : Drama, Horror, Mystery
Director : Adrian Lyne
Year : 1990

Tim Robbins'in başrol oluşu ve fazlasıyla övülen bir film olmasındandır ki büyük bir hevesle oturdum karşısına. Öncelikle bu film kesinlikle bir korku değil. Şayet böyle bir beklentiniz varsa zamanınızı boşa harcamayın. Film tipik bir mystery filmi. Siz acaba şu mu bu mu, derken zaten film bitiyor.

Yönetmenin pek tarzına uygun olmayan temalar bunlar aslında ama kötü bir iş çıkarmamış. Tim Robbins ve diğer cast da fena sayılmazdı. Tim Robbins'in döktürdüğünü duymaktan sıkılmıştım da ben pek üstün bir oyunculuk göremedim.

Şayet anlatınlar doğruysa üstüne konuşmak ve düşünmek size kültürel açıdan bir şeyler katacaktır. Fazlasıyla ilginç bir konu işlenen Jacob's Ladder'da ki bu durum filmin kendi kimliğini bulamamasına da yol açmış. Lynchvari bir şekilde sürüyor ancak soru işaretleriyle bitmiyor. Platoon gibi, Glory gibi filmlerden nasıl sürreal şeyler çıkarabilirsiniz bilmem ama işte bu filmde de bu deneniyor.

* Casting, Acting : 6
* Script : 6
* Directing, Aura : 6
* Ease of Viewing : 6
* Naked Eye : 6


                                 6.0

Amores Perros

Genre : Drama
Director : Alejandro González Iñárritu
Year : 2000

Bu film Academy Award'u Crouching Tiger Hidden Dragon'a kaptırmıştı. Akademi bundan 5-6 yıl sonra ise 2004 çıkışlı bir filme Paul Haggis'in Crash'ine ödülleri yağdırdı. Ne kadar doğru yorum bile yapmak istemiyorum. Burda ne CTHD ne de Crash'i eleştiriyorum. Keşke başka bir yılda çıksaymış Amores Perros demekten kendimi alamıyorum.

3 farklı hikayenin anlatıldığı sınırları zorlayan bir anlatım tekniğinin kullanıldığı filmde Inarritu elinden geleni yapmış. Film müzikleri başlı başına bir parantezden çok yeni bir paragrafı bile hak edecek cinsten. Senaryo standart'ın üstünde ve diyaloglar harika yazılmış. Bu öğretici hikayenin yazarı daha sonra da beraber çalıştıkları Arriaga'dan başkası değil. Hikayelerinin anlatıldığı 6 kişi de ortaya kaliteli oyunculuklar sergilemiş. Özellikle ilk bölümdeki yan roller de iyi iş çıkarmış.

İlk defa bundan 10 yıl kadar önce seyrettiğim Amores Perros benim sinema okumamdaki önemli nedenlerden biridir. Çünkü bu filmde belki sinema tarihinde hiç görülmemiş bir kurgu var. Pulp Fiction'ın bu kadar iyi olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Benim de fazlaca beğendiğim Fatih Akın ve Paul Haggis gibi önemli isimler de bu filmden sonra türedi. Örümcek gibi ağlarını ören; daraltan, genişleten muhteşem bir kurgu.

Destansı anlatımıyla sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olan Amores Perros bizlere Inarritu'yu, Arriaga'yı ve hatta Gael Garcia Bernal'i verdi. Kuşkusuz gördüğüm en iyi debut.

* Casting, Acting : 8
* Script : 8
* Directing, Aura : 10
* Ease of Viewing : 9
* Naked Eye : 10


                                  9.0


Army of Darkness

Genre : Fantasy, Comedy, Horror
Director : Sam Raimi
Year : 1992

ED2'de kaybettiği kolu ve ilk iki filmde kullandığı havalı sözcüklerle dikkat çeken Ash rolündeki Bruce Campbell'ı izlemekten zevk aldım. Gün geçtikçe badass'liği artmış bizim pasaklı Ash'in. Filmdeki diğer isimler de beni hiç rahatsız etmedi.

İlk iki filmden farklı bir tarz denenen Army of Darkness'dan 3-4 yaşında değilseniz korkma ihtimaliniz yok. Tahmin edileceği gibi daha çok fantasy ve comedy'ye ağırlık verilmiş. Daha önce eleştirdiğim POV çekimlerden vazgeçmiş Raimi. İyi de ettiği söylenebilir. Çünkü yerinde 1-2 kere kullanım dışında baygınlık verici miktarda kullanıyordu bu tekniği.

Pek bir şey beklememeniz gereken, kolay yutulan filmlerden biri. 2'den iyi 1'den kötü.

* Casting, Acting : 7
* Script : 5
* Directing, Aura : 6
* Ease of Viewing : 6
* Naked Eye : 6


                                 6.0


Evil Dead II

Genre : Horror
Director : Sam Raimi
Year : 1987

Evil Dead 2 için serinin en iyi filmi derler ya. Ne kadar da gülümsetir beni bunu söyleyenler. Film hakkında bir şey bilmiyorsanız bunun bir tekrar ya da devam filmi olup olmadığını bile anlayamıyorsunuz. İşte o kadar saçma bir film ED2. Başındaki kısmın recap devamının remake ve son kısmının sequel olması gibi açıklanması zor garip bir proje. Daha önce de izlediğimiz şeyleri sayısız hata ile tekrar izliyoruz. Sinir bozuculuk daha da üst seviyelere çıkarken ilk filmdeki süper atmosferden eser kalmamış. Ne korkutma ne de güldürme konularında başarılı olan ED2'nin belki en ilginç yanı sonu. Merak uyandırıcı ve fantasy kokuları alabileceğimiz bir şekilde bitirip Army of Darkness'a koşa koşa götürüyor.

Sam Raimi'nin POV'larından da, çok fazla ses çıkaran bu aptal yaratıklardan da, ormandan da, kötü ruhdan da, şeytanın kitabından da, mahzenden de, piyanodan da, kolyeden de, patika yoldan da, yıkık köprüden de fazlasıyla sıkıldım. Daha fazla ne sabır ne de müsamaha edebilirim.

Bilgisayar efektlerini berbat yapsak da yaratıklarımızın gözlerini bembeyaz yapabiliyorken bu işe bir son verelim demiş Raimi. Ve Evil Dead serisini kısmen sonlandırmış. Teşekkür ederim, isabet olmuş.

* Casting, Acting : 5
* Script : 4
* Directing, Aura : 5
* Ease of Viewing : 2
* Naked Eye : 3

                                 3.8


Hostel

Genre : Horror, Thriller
Director : Eli Roth
Year : 2005

Fazlasıyla gerçekçi bir korku filmi arıyorsanız Hostel ilk bakışta sizin için doğru tercih olabilir. QT'nin yapımcılığını üstlendiği Eli Roth imzası taşıyan serinin ilk filmi korku sinemasındaki torture alt genre'sına güzel bir örnek. Şayet aradığınız bir torture filmi ise bu film biraz hafif kalır. Yalnızca 10-15 dakika boyunca bu tip sahnelere yer verilmiş ve pek bir şey görme fırsatınız olmuyor. Bünye meselesi tabii kimisine bu da fazla gelebilir.

Çıkan bir gözün saç gibi yerinden kesilmesi ve hiçbir şey yokmuş gibi hayata devam edilmesi, çocukların bir yerden sonra filmi nerdeyse family genre'sına kaydırması ve türüyle tamamen alakasız berbat müzikleri Hostel'in aklımda kalan başlıca kötü özellikleriydi. Bunlara tek gözle bakarsanız standart, göz yumarsanız iyi bir film.

* Casting, Acting : 6
* Script : 7
* Directing, Aura : 6
* Ease of Viewing : 8
* Naked Eye : 7


                                6.8

Deuce Bigalow European Gigolo

Genre : Comedy
Director : Mike Bigelow
Year : 2005

Henüz ilkini seyretmeden bunu izlememin pek bir soruna yol açmayacağını düşünerek bu filmi izledim. Rob Scheneider'i It's A Man's World günlerinden beri severim. Senaryoda onun ismini görünce filmden herhangi bir beklentim kalmadan izlemeye koyuldum. Tam tahmin ettiğim gibi çıktı.

Oldukça ucuz bir mizahı tercih eden, fazlaca bayat espriler kullanan Deuce Bigalow EG bunlara rağmen gerçekten güldürmeyi de başarıyor. Ama bombardıman gibi gelen güldürme çabalarıyla gülmeyi oranlarsak pek başarılı olduğunu söylenemez. Film, 700 denemede beni 10 kere güldürmeyi başarabildi. Teknik ve sanatsal açıdan bu film için söyleyecek bir şey bulamıyorum.

Avrupa'ya gidip jigolo katilini bulmak için jigololuğa dönen eski bir jigolonun jigoloca hikayesi.

* Casting, Acting : 4
* Script : 4
* Directing, Aura : 3
* Ease of Viewing : 4
* Naked Eye : 4


                                3.8

The Blob

Genre : Horror, Sci-Fi
Director : Irvin S. Yeaworth Jr.
Year : 1958

Bay Yeaworth Jr.'ın 3 sci-fi eserinden henüz yalnızca bunu izledim ancak itiraf etmeliyim ki diğer filmleri de bu şekildeyse sinemayla birkaç yıl ingilenmesi isabet olmuş. Dönemin sci-fi furyasına rağmen küçük yatırımlarla çekilen bu filmler çokça dialog ve mümkün olduğunca az yaratıkları gösterir. Tür sci-fi ise yıl 50-65 arası ise bu duruma sinema kültürünüz arttıkça alışacaksınız.

The Blob o kadar yalın bir anlatıma sahip ki oyuncular birbiriyleriyle konuşurken nerdeyse nefes alıp verme seslerini duyabiliyorsunuz. Bu filmde iyi performans göstermeye çalışan cast'a üzüldüm. Müziksiz, efektsiz, kötü montajlanmış ve filtreden tamamıyla bir haber bir proje.

80 dakika süren filmde şu meşhur Blob'u 2-3 kere görebiliyorsunuz. 10 dakikalık bir anlatım bu filme uygun olabilirdi. Ama The Blob'u yaratanlar yavan bir yalancı çoban hikayesi ekleme gereği duymuşlar. Filmin 70 dakikası o kadar anlamsız ve boşuna ki anlatamam. Sıkılmaktan zevk alan kendiyle çelişen biriyseniz hayatınızın filmi sizi bekliyor.

* Casting, Acting : 5
* Script : 4
* Directing, Aura : 3
* Ease of Viewing : 2
* Naked Eye : 3


                                                             3.4



Fetih 1453

Genre : History, War, Action, Drama
Director : Faruk Aksoy
Year : 2012

Çılgın Dershane serileri sonrası Recep İvedik'e de el atan Faruk Aksoy gene Türkler'in seveceği bir konuyla karşımıza çıkıyor. Çılgın Dershane'yi ne amaçla çektiği belli, Recep İvedik serilerinde ne amaçla prodüktör olduğu da. Çok ağır bir yazı olmaması için zorlansam da Faruk Aksoy'un iyi ve aklı başında bir insan olduğunu sanmıyorum. Herhangi bir yeteneği olmadığı da apaçık. Bu filme yaklaşık 20 milyon dolar harcayan Aksoy, Türk halkının milleyetçi duygularını hedef almış ve paranın karşılığını fazlasıyla alacağını düşünmüş olmalı. Bu film ne kadar gişe hasılatı yaptı bilmiyorum ancak gene kar etmiş olabilir. Çünkü burası eğitim seviyesi düşük ve milliyetçi bir ülke, Türkiye.

Hiçbir sanatsal değeri olmayan çıplak kızlar, benim de çok güldüğüm ama gene hiçbir sanatsal değeri olmayan Recep İvedik sonrası bir diğer para edebilecek konu İstanbul'un Fethi olarak görülmüş olacak ki Faruk Aksoy buna el atmış. ''Para verip izlemeyin, para kazandırmayın. Hakkında konuşmayın, reklamını yapmayın.'' diyerek filmi görmeden önceki düşüncelerimi sonlandırıyorum.

Film, 300 ve Kingdom of Heaven'dan fazlaca şey çalmış. Tamamen aynı prodüksiyon ve aynı teknikler kullanılmaya çalışılmış. Kamera kullanmayı bilmemek, geçişlerden bir haber olmak ve iyi bir yönetmen olmamak yüzünden o kadar para ve özel efektler boşa gitmiş. Filmin oyuncu kadrosu sokaktan toplanılmış olabilir. 1-2 kişi hariç gayet abartı ve komik oyunculuklar görmek mümkün. Senaryo için ise saatlerce konuşmak mümkün. Dakikalarca ''Muhteşem Osmanlı'' ve ''Harika Mehmet''i izlemek beni yordu. ''İğrenç Bizans'' da bu duruma tuz biber oldu. Bizans'la ilgili her şey alçakça, güçsüz ve onurdan yoksun olarak ekrana getirilirken, Osmanlı ile ilgili her şey yüce, güçlü ve şerefli olarak sunuldu. Osmanlı ve Mehmet'in kötü yanlarından hiç bahsedilmez, iyi yanları abartılırken; Bizans'a ait her şey küçük görüldü ve ufak detaylarda kaldı.

Tarihle ilgili bir film çekerken tıpkı savaş sırasında olduğu gibi düşmana saygı duymak zorundasın. Şayet bunu duymuyorsan ve gözlerin yeşil paracıklardan başka bir şey görmüyorsa tıpkı bu filmin yönetmeni ve yapımcısı olan Faruk Aksoy gibi böyle bir ''film'' yapabilirsin. Yaşasın yalan tarih ve yaşasın propaganda! Bunu aşırı milliyetçi bir Türk olarak ben düşünüyor ve hissediyorsam vay diğer ''beyni ve bilgisi olan'' ecnebilerin haline.

* Casting, Acting : 3
* Script : 1
* Directing, Aura : 4
* Ease of Viewing : 4
* Naked Eye : 2


                                2.8


Braindead

Genre : Horror, Comedy
Director : Peter Jackson
Year : 1992

Peter Jackson'ın LOTR dönemi öncesi çektiği filmlerden biri olan Braindead kesinlikle herkese göre değil. Film boyunca binlerce litre kan ve sayısız organ görmeniz mümkün. Filmin gore tarafı bu kadar fazlayken korku tarafının hiç olmaması ve bunun yerine belki tarzının en iyi örneklerinden olan komedi tarafının vahşetle yarışması dikkat çekici.

Başında gördüğümüz makineli tüfek ve parçalara ayrılan vücut sahneleri sonrası neyle karşılaşacağınızı az çok tahmin edebiliyorsunuz. Daha sonra kısa süreli bir aşk hikayesine dönen öykü ilerleyen dakikalarda yerine bir katliama bırakıyor.

Bolca kan akıtan Braindead, beni en çok güldüren filmlerin de başında.

* Casting, Acting : 6
* Script : 6
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 8
* Naked Eye : 7


                               6.8


Carlito's Way

Genre : Crime, Thriller, Drama
Director : Brian De Palma
Year : 1993

Scarface'in yönetmeni ve star'ının tekrar birleştiği Carlito's Way dönemin önemli gangster filmlerinden biri. Yan rollerdeki John Leguizamo, Luis Guzman ve her hikayedeki savcı James Rebhorn dikkat çekiciydi. Pacino'nun oyunculuğundan çok narrator'lığını beğendim. Filmde zaman zaman güzel mesajlar da veriliyor. Aşık olduğu kadın ve Sean Penn'de fazla değil, standart oyunculuklar sergilemişler.

Brian De Palma'nın silahlara olan büyük tutkusu bu filmde de karşımıza çıkıyor. Bir gangster filmine göre az sayıda çatışma olsa da 2 büyük çatışma sahnesi ağızda güzel tatlar bırakmaya yetiyor. Filmin romance tarafı başlarda zaman zaman temponun düşmesine yol açsa da güçlü yazılmış karakterler ve sonuyla başlayan merak uyandıran hikaye sayesinde filmden kopmamanız sağlanmış. Hikayede ufak tefek aksaklıklar, gerçek dışı detaylar mevcut. Bunları benim yaptığım gibi görmezden gelebilirsiniz.

Filmin belli bir yerinden sonra film adının son derece doğru bir tercih olduğunu farkettim. Filmin başlarındaki kötüden iyiye olan ''Way'' tercihi  sonlarında Miami'nin de eklenmesiyle çifte etki yaratmış. Yani film ve film adı uyumu Carlito's Way'de doruklarda.

İki dev ismin de bir hayli yaşlandığını düşünürsek onlara saygı ve film kültürünüzü genişletmek adına bile izlemeniz gereken etkileyici bir film.

* Casting, Acting : 8
* Script : 7
* Directing, Aura : 8
* Ease of Viewing : 8
* Naked Eye : 9


                               8.0



Intruders

Genre : Horror, Thriller
Director : Juan Carlos Fresnadillo
Year : 2011

William Friedkin'in Bug'ındaki ''folie a deux'' rahatsızlığını bu filmde de izlemiş oldum. Bana pek mantıklı bir şey gibi gelmese de araştırmak ve buna nelerin yol açtığını, kimlerde görüldüğünü öğrenmek gerekli. Fransızca bilmediğinizi farzediyorum ve bunu filmden sonra araştırmanız filmin yansıttığı bilinmezliği korumak için daha sağlıklı olacaktır.
Intruders'ın en iyi ve belki tek olayı kurgusu. Onu benzer korkulardan ayıran bu özellik öyle etkili ki berbat senaryosunu bile farketmenizi zorlaştırıyor. İki aile ve suratsız bir kabus şeklinde akan öykümüze dışardan katılan karakterlerin pek anlamlarının olmaması beni rahatsız etti. Senaryoda o kadar hatalar ve bağlanamayan noktalar var ki film sonunda twist'lerle beraber yazarların kafasındakileri düşündüğünüzde çok basit bir şeyin süslenerek ve gereksiz detaylarla güzel bir anlatıma kavuşmasına tanık olduğunuzu anlıyorsunuz. Sihirbazların kullandığı yöntemi kullanıyor Intruders. Gereksiz detaylarla dikkatinizi başka bir yöne çekip sizin farketmediğiniz tarafta işi bitiriyor. Bu da gerçekten merak uyandıran ama bittiğinde ağızda kötü bir tat bırakan bir film yapıyor Intruders'ı.

İşin ilginç tarafı Bug'da da böyle garip duygular içine girmiştim ki onda çok daha fazlaydı bu hissiyat. ''Beğendiniz mi, beğenmediniz mi? Film kendini size sattı mı, satmadı mı? Bazı kısımlarını soluksuz izlediniz mi, izlemediniz mi? Film nasıl yani dedirtti mi, dedirtmedi mi?'' bu gibi soruları Bug'dan sonra da soruyordum kendime.

Hafif rahatsızlıklığın yanında bolca merak uyandıran ama sonunda tamamen bir hayal kırıklığına dönüşen Intruders'a bi' göz atabilirsiniz.

* Casting, Acting : 6
* Script : 3
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 7
* Naked Eye : 5


                                                                  5.6



Your Highness

Genre : Fantasy, Comedy, Adventure
Director : David Gordon Green
Year : 2011

James Franco ile daha önce Pineapple Express'de çalışan yönetmen, o filmi stepping stone olarak kullanıp dikkatleri üzerine çekmişti. Your Highness'da ise eline büyük imkanlar verilmiş olsa da başarıyı yakalayamadığını görebiliyoruz. Zooey Deschanel ve Natalie Portman gibi iki ismi birlikte görünce ''Nasıl yani?'' dememiz ve bu soru cümlesindeki merak duygusu da filmin sona ermesiyle beraber suya düşmüş oldu.

Filmin ikinci yarısında çokça bel altı espri ve görsel kullanılmış. Bu da filmi bir adult comedy'ye dönüştürmüş. ''Bu filmi hangi TV kanalında vermeyi planlıyorsun?'' ''Sansür kullanacak mısın?'' ''Bu filmin izleyici kitlesi kimler?'' soruları aklıma takılıyor. Reklamcılık okumuş birisi olarak bakarsam bu durumun hedef kitle karmaşasına yol açtığı apaçık ortada. Natalie Portman, küçük hayranlarının sayısı bir hayli çok olan Oscar'lı bir oyuncu. Zooey ise teenager'ların yeni idolü. Böyle dikkat çekici kitleleri olan drama-romance oyuncularını fantasy filmine sokma fikri Lord of the Rings'de de görüldüğü gibi pek kötü değil. Ancak fantasy'ye komedi eklemekse amaç; bir Monty Python karakterini lead yapacaksan, ikinci yarıda da dozajı iyice arttıracaksan bu büyük bir sorun. Cast 14-30 yaş arasına yönelik. Senaryo 22-55 yaş arasına yönelik. Film türü fantasy ise beynin daha çok hayal kurduğu dönem olabilecek 5-25 yaşa yönelik. Bu pek dikkat edildiğini sanmadığım kabaca verilmiş 3 dikkat çekici değere bakacak olursak bu film 22-25 yaş arasında kişilerde ilgi görebilir. Peki yalnızca bu kadar dar bir grup için 50 milyon dolar gömülür mü o da başka bir tartışma konusu. Cast, harcanan para ve türe bakarsak 1.5 saat sonunda yaşayacağınız duygu eminim hayal kırıklığı olacaktır. Bunun dışında elbette kah gülecek kah şaşıracaksınız. Merak etmeyin bu film bir çöp değil. Yalnızca kötü yazılıp, kötü tasarlanıp, maddi kayıplara yol açmış (ya da açacak) bir proje.

Bu yazıya akademik bir not daha ekleyerek bitiyorum. Sinema öğrencilerinin ilk senaryo derslerinde duydukları şey: Güzel bir senaryodan kötü bir film çıkabilir ancak kötü bir senaryodan asla güzel bir film çıkamaz.

* Casting, Acting : 5
* Script : 3
* Directing, Aura : 6
* Ease of Viewing : 6
* Naked Eye : 5

                                 5.0


The Evil Dead

Genre : Horror
Director : Sam Raimi
Year : 1981

Sam Raimi'nin elinden çıkan ve kült klasiklerinden biri olan The Evil Dead'i hala görmeyen var mıdır bilemiyorum ancak 16. izlememden sonra üç beş cümleyi hak ettiğini düşündüm.

Film, çok klasikleşmiş bir şekilde başlayıp aslında çok klasikleşmiş şekilde ilerleyip, bitiyor. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta 5 arkadaşın bir dağ evinde mahsur kalmaları ya da başlarına gelenler olmamalı. Daha geniş bir perspektiften bakarsak ''Şeytan'ın Kitabı'' kavramı o yıla kadar pek kullanılmamıştı. En iyi korkuların patladığı 70'ler ve 80'lerde exorcism'ler, seri katiller ve korkunç görünümlü yaratıklar vardı. Raimi rotayı biraz daha eskilere çevirip ''haunted mansion'' filmleri ile zombilerin kombinin yapmış.

Efektleri ve makyajı yılına göre fazlasıyla beğendim. Müzikler ve oyunculuk da idare ederdi. En dikkat çekici teknik detay ise kamera hareketleri olsa gerek. Raimi film boyunca hareketli çekimleri ve seyirciye sunduğu açılar ile yaşanan kaosu seyirciye de hissettirmeyi başarmış ve güçlü bir atmosfer yaratmış.

İzlenilmesi gereken korku filmlerinin başlarında gelen The Evil Dead serisinin ilk filminin en unutulmaz sahnesi ise ağaçların tecavüzü.

* Casting, Acting : 6
* Script : 6
* Directing, Aura : 8
* Ease of Viewing : 8
* Naked Eye : 7


                                                                 7.0



Tarantula

Genre : Sci-Fi, Horror
Director : Jack Arnold
Year : 1955

50'lerdeki trend'leşen Sci-Fi atılımında büyük katkısı olan isimlerden biri olan Jack Arnold imzası taşıyan bu dev örümcek filmi düşük tempolu olsa da izlenildikten sonra pişmanlık yaratmıyor.

Eleştiri alması muhtelemen olan tarantulamızın az gözükmesi ve insanlarla yakın temasa girmemesi konularına şiddetle karşı çıkıyorum. Herkes 50.000.000 dolarlık film çekmek zorunda değil. Bütçen neyse ona göre film çekmek zorunda da değilsin. Bakmayın IMDb'nin korku genre'sı yakıştırmasına. Bu film Sci-Fi dışında hiçbir kategoriye girmese de bir B movie olarak ele alırsak başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Dünya savaşında geçen bir film çekmek isteyen biri illa gerçek tank görüntüleri yakalayıp 1.000 tane extra oynatmak; film boyunca savaş kareleri vermek ve bu filmi War/History genre'larına sokmak zorunda değil. İsteyen drama, isteyen romantik bir film de çekebilir dışarda savaşın sürdüğünü bildirip.

Tarantula'da genelde kullanılan yöntem büyüteç yöntemi. Yalnızca bir sahnede örümceğin arka sağ ayaklarından biri büyük bir kusura yol açmış. Bunu dikkatli izleyen herkes farkedebilir. Bunun dışında daha çok diyalog ağırlıklı giden film Frankenstein'dan ilham almış, Lynch'in Elephant Man'ine de ilham vermiş olabilir.

* Casting, Acting : 7
* Script : 7
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 6
* Naked Eye : 6


                                  6.6


Coach Carter

Genre : Drama, Sport
Director : Thomas Carter
Year : 2005

Azimli, hırslı ve disiplinli bir basketbol coach'u olan Ken Carter'ın hikayesi lise yıllarında basketbol oynadığı okulun başına coach olarak geçmesiyle başlıyor. Bir spor filminde aradığınız her şey bu filmde yeterli seviyede var. Fazlası da yok eksiği de. Yer yer sosyal mesajlar veren, hep iyiye teşvik etmeye çalışan filmimizin finalini daha 10. dakikadan anlayabilmek mümkün. Film kafamda 4-5-6 gibi giderken ''Şöyle bitmesi lazım ki IMDb'de verilen 7.2 puan mantıklı olsun.'' dedim içimden ve aynen o şekilde de bitti.
Oyun içi çekimlerini başarılı bulduğum Coach Carter'da güzel smaçlar görmek mümkün. Bu şekilde filme hareket katmayı başarmış yönetmenimiz. Öykü ise daha gerçekçi olmalıydı. Çok fazla kahramanlık filmlerine kayma farkettim.

Öğrenci-Atlet kavramını işleyen film gerçek hayattan alınmış. Gerçekte de lockout olayı gerçekleşmiş ve bu sayede Coach Carter ulusal medyanın gündeminde yer bulmuştur.

* Casting, Acting : 6
* Script : 5
* Directing, Aura : 7
* Ease of Viewing : 6
* Naked Eye : 7

                                  6.2

Ice Age 4: Continental Drift

Genre : Animation, Adventure, Comedy, Family
Director : Steve Martino, Mike Thurmeier
Year : 2012

Çılgınca bir kovalamacayla geçen 80 dakika izleyicileri fazlasıyla yoracağa benziyor. Böyle Amerikan yapımı animasyonlar bu kadar aksiyon içermemeli. Ne olursa olsun yani senaryoda ne kadar çatışma olursa olsun başrollerin ve hatta genel olarak iyilerin kaybetmeyeceği bu animasyonların 1-2 tanesini bünyem kaldırabiliyor ama bunu bir seriye bağlamak gerçekten yaşlı ruhumu daha da yaşlandırıyor.

Ice Age serisinin çıkış filmi ve belki ikincisi iyiyken 3 ve şimdi 3'ten bile kötü olan 4'ü Ice Age hayranları da dahil kimseye önermiyorum. Yenilik ve heyecandan yoksun; yorucu, tekrara dayalı ve sonuçları dünden belli olan bir animasyon.

* Characters : 4
* Script : 3
* Directing, Aura : 5
* Ease of Viewing : 4
* Naked Eye : 5


                                   4.2